- sayılmaz
- [ساییلماز]بي شمار
Sözlük Azərbaycan Türkcəsi - Farsca. 2015.
Sözlük Azərbaycan Türkcəsi - Farsca. 2015.
fena değil (veya sayılmaz) — oldukça iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz — önemli kimseleri çekemeyip onlara dil uzatanların çok olduğunu anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavgada yumruk sayılmaz — kavga sırasında hem dayak yenilir hem de atılır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
art — is., dı 1) Arka, geri Ardında kapı koyu karanlık bir sonsuzluğa açılıyordu. T. Buğra 2) Bir şeyin öbür yüzü 3) sf. Arkada bulunan Art damak ünsüzü. Art teker. Birleşik Sözler art arda art avurt art bölge art damak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük elma — is. 1) Çürümüş elma 2) mec. Bozuk, kalitesiz iş 3) mec. Karaktersiz, yalancı, sahtekâr kimse Bir kuruluş içinden birkaç çürük elma çıktı diye, şaibeli sayılır mı; sayılmaz elbet. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavga — is., Far. ġavġā 1) Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa Kavga olmadan evden fırlasak ne iyi olacak. H. E. Adıvar 2) mec. Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
müstehase — is., esk., Ar. musteḥāṣe Fosil Hayalsiz adam bir müstehase bile sayılmaz, o kadar hiçtir. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakitli — sf. Zamanında yapılan, zamanında olan Bu, vakitli bir iş sayılmaz. Birleşik Sözler vakitli vakitsiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakışıklı — sf. Güzel, gösterişli (erkek) Genç bir adamdır ama hiç de yakışıklı sayılmaz. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sararıp solmak — 1) giderek daha çok solmak Sokakları dolduran sayılmaz şapkaların zalimce, kurnaz ve namussuz gölgelerinde sararmış solmuş. Ö. Seyfettin 2) mec. sağlığı bozulmak Malı mülkü varken, hiçbir sıkıntısı yokken üzüntüsünden zayıflıyor, sararıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
suçlu sayılmak — suçlu olduğu kabul edilmek Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük